KUR'AN-I KERİM IŞIĞINDA AHLAK EĞİTİMİ 2
İnsan da (diğer varlıklardan farklı olarak kendisine verilen) akıl ve irade nimetinin gereği imtihan olmak için yaratılmıştır. Bu imtihanın nihai hedefi ise; yaratıcısı olan Allâh’ı bilmek, emirlerini öğrenmek ve bu emirlere uygun yaşayarak ebedi cennet hayatını kazanmaktır.İnsan, ruhlar âleminde verdiği sözün gereği olarak dünya imtihanına tabi tutulmuştur. Bu imtihanın gereği olarak da kendisine; erkeklik, kadınlık, annelik, babalık, zenginlik, fakirlik gibi roller verilmiştir. Rolünün gereklerini yerine getirmesi için de; kabiliyet, vücut, mal, güç, güzellik, zekâ gibi emanetler verilmiştir. Bu emanetleri rolünün gereği yerlerde ve işlerde kullanarak rolünün hakkını verenler imtihanı kazanıp ebedi cennet hayatı ile mükâfatlanacaktır. Rolünün hakkını vermeyenler ise imtihanı kaybedip cehennem ile cezalanacaktır.
Allâh u Teâlâ dilemiş ve yaratmıştır. Ancak insanın iradesini devre dışı bırakmamıştır. Ruhlar âleminde iken her birimize insan olmanın gereği olarak dünya imtihanını kabul edip etmediğimizi sormuş ve “Evet” cevabımız üzerine bizi dünya imtihanına tabi tutmuştur. Bundan dolayı da hiç birimizin “Bize sormadı ki” deme hakkımız yoktur. (Zaten ahirette bu sahne ve dünyada iken yapıp da unuttuğumuz her şey bize aynen gösterilecektir.) Bunun için, “Bu sözü verdim vermedim veya hatırlamıyorum” gibi polemiklere girmek yerine, “Acaba neler hususunda sözler verdim” diye düşünmek ve araştırmak gerekir. Çünkü Allâh u Teâlâ bu sözü verdiğimizi bize hem peygamberleri hem de Kur’ân ile beyan etmektedir. Hangi sözleri verdiğimiz de Kur’ân’da ve sünnette vardır. Hakikate gözünü kapatmak istemeyen bunlardan vazifelerini öğrenebilir.
Sesli Kitap
Twitter 